14 Şubat 2009 Cumartesi

ENKAZ DÖNEMİ



ENKAZ DÖNEMİ

Sesleniyorsun çağlar ötesinden. Zamanı eskittiğini söylüyorsun sevdanın; çoğalttığını beni avuçlarında. Oysa ben, kavgalıyım yaşamla, anlamıyorsun.
Gözlerim bulut bulut; hazır güz yağmurlarına oysa. Unutmuşum erguvan sabahları, baharlarım gibi. Barışmaya niyetim yok, eskimiş masallarda kaldığına inandığım sevdayla.

Sağanaklarımı sele vermişim ben, her yitirdiğimle biraz daha yiterken. Zamansız gemiler uğurlamışım limanlarımdan, yelkenlerini hüznümün karayeliyle şişirerek; kaç kez parçalayıp dibe yollamışım, unutsun diye düşlerini. Fırtınam durulmamış, kıyılarım paramparça olmuş sevgili.

Şimdi yanmış denizlerim. Tuz rengi sağanaklarım karışmış sellerime. Hüzün kanayan güllerim, çoktan yitirmiş rengini. Güneşlerimi dünde unutmuşum; kar mevsimindeyim.
İçimde karmakarışık labirentler şimdi. Nereye dönsem kendime çarpıyorum. Mevsimim yağıyor düşlerime; gecenin rengi yağıyor, ben yağıyorum.

Boşuna uğraşma! Barıştıramazsın beni kavgalı yaşamım ve tövbelim sevdayla. Yüreğim çarpmaz yeniden; havalanamaz göğsümden güvercinler. Buzullarım erimez; tanıştıramazsın yeniden kışımda bahar güneşiyle. Unuttuğum ışıltıları yerleştiremezsin gözlerime. Kar rengi saçlarım yanmaz avuçlarında. Geri veremezsin unuttuğum gülüşleri. Sevdan, hüznümü silemez ki!

Bir şubat soğuğunda, ilk soluğumu almışım yaşamdan; o zaman yerleşmiş belki de yüreğime ilk kar. Ne sen eritebilirsin buzullarımı, ne başka sevdalar.

Zamanı geriye saramazsın sevgili; şimdi enkaz dönemi.
14.02.2009

1 yorum:

Baris Cekic dedi ki...

Hüzün senin kaleminden damlayınca kadife kadar yumuşak, güneş kadar sıcak geliyor...

Yüreğine sağlık, kar mevsiminden sonra bahar geliyor...