13 Ekim 2008 Pazartesi

ADIYAMANLI ÇOCUKLARDAN SELAM VAR

1- GÖLBAŞI İZLENİMLERİ

Bayram tatilinin ikinci günü… Çocuklarımla keyifli bir alışverişteyiz. Birden, telefon çalıyor. Yayınevimden bir ses: “ Adıyamanlı çocuklarla söyleşmek ister misiniz? Bayramdan hemen sonra… Üç günlük bir çalışma.”

İçimden yükselen heyecana engel olamıyorum. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da çalıştığım yıllar geliyor aklıma. O yörelerdeki yoksulluğu, yoksunluğu, kitaba olan açlığı biliyorum. Fazla düşünmeden kabul ediyorum.

Valizimi hazırlayıp bayram tatilini bitiren çocuklarımın arabasına yerleşip İstanbul’un yolunu tutuyorum; üç gün sonra da Adıyaman’ın…

Havaalanında bizi karşılayan kaymakamlık görevlisi, Gölbaşı’na gideceğimizi söylediğinde, o zaman dek hangi ilçeye gideceğimizi bile merak etmediğimi düşünüyorum. Sık sık sorduğumuz sorularla Gölbaşı’nın otuz bine yakın nüfusu olduğunu, ilçe halkının okuma yazmaya düşkün olduğunu; verimli topraklarında üzüm, nar, incir ve tahıl yetiştirildiğini öğreniyoruz. Öğreniyoruz, diyorum çünkü bu yolculukta yalnız değilim. Yazar arkadaşım Sevgili İncila Çalışkan da yanımda. Yol boyunca bir karışı bile boş olmayan toprakları, meyve ağaçlarıyla süslü tepeleri hayranlıkla izliyor; tertemiz havayı doya doya soluyoruz. Sürücümüzün sevgi ve saygı dolu yakınlığı, çay molasında içtiğimiz çayın tadını daha da güzelleştiriyor.
Akşam yaklaşırken ilçeye ulaşıyoruz. Yorgunuz ama göl kıyısında sunulan nefis yemeği yemeden yatmamıza izin verilmiyor.

Ertesi sabah saat 07.30 olmadan otelden alınıyoruz. Bizi götürdükleri alanda büyük bir sürprizle karşılaşıyoruz: Meydanı baştanbaşa kaplayan bir kitap fuarı… Yüzlerce kitap… Gözlerimize inanamıyoruz. Bize ayrılan masaya oturup sabah çayımızı içerken ilçe kaymakamı, belediye başkanı ve bu işin asıl mimarı emekli öğretmen ve kırtasiyeci Taner Dağtekin’in sevgi ve saygı dolu sözleriyle karşılaşıyoruz; sonrasında da “Siz gerçek yazar mısınız? Buraya neden hiç gelmiyorsunuz?” diyen çocuk ve gençlerin yoğun ilgisiyle… Bir yandan bizleri ağırlamak için evlerine götürmek isteyen yaşlı kadınları kırmadan geri çevirmeye çalışırken bir yandan da kitaplarımızı imzalamayı sürdürüyoruz ve akşam olmadan tüm kitaplarımız neredeyse tükeniyor.

Üç günün nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Organik ürünlerin sergilendiği tarım fuarını bile gezecek zamanı güçlükle yaratıyoruz. Konserlerle diğer etkinliklereyse hiç katılamıyoruz. Ancak, sendikada öğretmenlerle içten bir söyleşi olanağı yaratıyoruz o kadar!
Kitaplarımızı daha önce okul kütüphanesinden okuyanların yanı sıra, ilk gün alıp okuyarak heyecanlarını ve beğenilerini bize yansıtmaya çalışan okurlarımızın sevgi çemberi içinde kalıyoruz. Sonunda, yoğun ısrarlara dayanamayıp, 22 Ekim’de başlayacak olan Besni Kültür ve Sanat Festivali’ne de gelmeye söz veriyoruz.

Okurlarımızın yanı sıra SMG Yayınları temsilcisi Sevgili Kenan Taşbilek’i, Koza Yayınları temsilcisi Sevgili Ergün Kaplan’ı, Yazar Etem Karaüzüm’ü, şair Mehmet Girişit’i, Final Pazarlama temsilcisi Abdurrahman Bey’i,amatör tiyatrocuları, bize özel konser veren müzisyen Ayhan Bey’i, Taner Bey’in eşi Sevgili Gülay Hanım’ı; en küçük fırsatta kitabımı okuyan emekli öğretmen ve fuar görevlisi Abdurrahman Bey’i, tahtacıları, tavacıları, tenekecileri, otistik M. Ali’yi, bizi yalnız bırakmayan emekli öğretmenleri tanıyor, tanıdıkça varsıllaşıyoruz.

Dördüncü gün… Dönüş için uçağa bindiğimizde, Gölbaşılı çocukların, gençlerin, öğretmenlerin ve tüm halkın sevgisiyle ne denli güçlendiğimizi düşünüp mutlanıyor; Kitabın girdiği yere silahın kolay kolay giremeyeceğini düşünüp mutluluğumuzu katlıyoruz.
Eskişehir, 13.10.2008

1 yorum:

aspava2270 dedi ki...

slm hocam ben Mehmet Girişit adıyaman Gölbaşından Şair
size teşekür ederim buradan gittikten sonra burayı unutmadığınızı ve buranın insanlarını yazınızda anlattığınız içöin size bu güzel yazınız için çok teşekür ederim
saygı ve sevgilerimle
umarım albümümü dinlemiş ve beğenmiştirsiniz çünkü hala yorumunuzu bekliyorum bizlerde sizi unutmadık
Başarılarınızın devamını dilerim
Adıyaman Gölbaşından Sevgiilerle
aspava2270@hotmail.com
Mehmet GİRİŞİT