SELLERİMDE TUZ TADI VAR
“………….
Hadi ov lambayı, çıksın cin
Biledim bütün dilekleri
Ah!
Dilini unutmuş ezberim şimdi
Ezberini unutmuş bir leyli
………..”
Perihan Baykal
Günlerdir elim yazıya varmıyor. Şairin dediği gibi, ezberini unutmuş bir leyliyim, ya da dilini unutmuş ezber. Bir yürek yangını nasıl anlatılır ki?
Bir güvercinin kanatlarına yüklediğim umutlardan saçtım dört yanıma günlerce; umudun yeterli olmadığını bile bile. Her genç ölümde olduğu gibi, günlerce kabullenemedi yüreğim bu ölümü.
Genç yitiklerimin ilki değildi Çiğdem; ama ölüme alışılmıyor ki! Her seferinde yanıyor yüreğim. Gözlerimdeki sağanak da beni dinlemez oluyor. Dizeler geçiyor belleğimden dolu dizgin:
Yine hüzünler oynaşır,
Yorgun gönül tellerimde.
Bir ağıt titreşir,
Zurnadaki halayın son nefesinde.
Türküler yine ağlatır oldu beni. Bir yanım hep hüzün. Kırgınım zamana. Aynı caddede komşu olup da birbirimize hiç konuk olamamanın acısındayım. Her seferinde sözleşmemize karşın, ya onun zamanı uymadı konukluğa, ya da benim. Serçe’nin böyle çabuk uçacağını nereden bilebilirdim ki!
Sellerimde tuz tadı var,
Çiy taneleri gözbebeklerimde.
Kanlanır yangınlar,
Kanatlarımın küllerinde.
Yaylalarda çiğdem toplamayı çok severdim. Şimdi, hiçbir çiğdeme uzanamayacak elim. Her çiğdemin sarı çiçeğinde, Çiğdem’in kara gözlerinde ışıldayan gülümsemeyi göreceğim. Gözlerimdeki çiy taneleriyle sulayacağım onları.
Dayan yüreğim dayan!
Bunca cana dayanmışken,
Buna da dayan!
Desem de yüreğim söz anlamıyor. Kanatlarımın külleri sağanağımla ıslanıyor. Gökyüzündeki tüm serçelere el sallıyorum. “Bütün dileklerimi biliyorum.” “Göğ ekini biçer gibi…”ölmesin Çiğdemler diyorum.
Işıklar içinde uyu Sevgili Çiğdem!
Ayşe Çekiç Yamaç
28.06.2007
Eskişehir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder